Hayatını müziğe ve enstrümanlara adayan usta zamana meydan okuyor

Hayatını müziğe ve enstrümanlara adayan usta zamana meydan okuyor
Konya'da yaşayan ud ve tambur ustası Osman Eşen'in el yapımı enstrümanları, müzisyenler tarafından özellikle tercih ediliyor.

Eşen, çeyrek asırdır ağaçları hünerli elleriyle, dinleyenleri mest eden müzik aletlerine dönüştürüyor. Kalite, disiplin ve titizlikten taviz vermeden müzik aletleri yapan Eşen, içine sinmeyenleri müşterilerine sunmuyor.

Eşen, ud ve tambur sesini, çocukluğunda ilk defa radyoda duyduğunu ve gençlik yıllarına kadar aşık olduğu bu enstrümanların neye benzediğini bilmediğini söyledi.

Öğretmen olduktan sonra ilk enstrümanını aldığını belirten Eşen, sonrasında müziğin hep hayatının merkezinde yer aldığını ifade etti.

Müziğin kendisi için bir tutkudan daha fazlası olduğunu kaydeden Eşen, "İnsanın, müziği sevmesi lazım. Ondan önce insanı sevmek lazım. O sana her şeyi verir. Müzik ruhun gıdası derler. Bunu ben demiyorum, eskiden beri söylenen bir şey. Eskiden hastalara bile bazı şifahanelerde değişik makamlarda ney, ud, tambur sesi dinletirlermiş. Ben de üzüntüye, sıkıntıya düşsem hemen tamburumu alırım elime. On dakikada ruhum dinlenir." diye konuştu.

"FEVKALADE MÜTHİŞ BİR ZEVK ALIYORUM"

Bir enstrümanı ortalama 20 günde tamamladığını belirten Eşen, şöyle konuştu:

"Önce kaliteli ağaç bulacaksın. Sazın gövdesi, ceviz, maun, kelebek ve venge ağaçlarından güzel olur. Gövde kapağının da ladin ya da köknar olması lazım. Kırk ölçüp bir yapacaksın. Denge çok önemli. Ağacı birleştirip, önünü arkasını denk getirinceye kadar binlerce işlemden geçiyor. Şu sazı bir insan yapıyor ve bundan çok değişik, olağanüstü sesler çıkıyor. İşte ben buna hayranım. Anlatılacak gibi bir şey değil. Ben, fevkalade müthiş bir zevk alıyorum. Bu benim rüyama bile giriyor. Rüyamda sapını takarım, sesini ayarlarım. Öyle bir haz veriyor bana."