EYVAH DEMEDEN

Ak Parti Konya Milletvekili Halil Etyemez’i dinledim.

Eğitimci olan Etyemez etkili bir anlatım yapıyordu.

Dahası insanlık için, hatta tabiat için çok önemli olan bir soruna ‘dikkat’ çekiyordu.

Bu konuşmalarını teşkilat çalışmalarında buluştuğu gençlere de yaptığını görmüştüm.

Çok önemli olan bu konuşmalar hangi soruna dikkat çekiyordu diye meraklandık.

Ben önce sizinle şu haberi bir paylaşayım.

“Konya Ovası'nda son yıllarda hızla artan obruk oluşumlarının yanı sıra yüzey yarıkları da sıklıkla görülmeye başlandı. Küresel ısınma, suyun aşırı kullanımı ve kuraklığın etkisiyle yer altı su seviyesinin düşmesi, zeminin çökmesine ve yüzeyde deformasyona neden oluyor. Yer altı su seviyesindeki azalmaya bağlı oluşan yarıklar, Orta ve Batı Anadolu havzalarının önemli sorunlarından biri haline geldi

Çumra, Karapınar ve Emirgazi ilçelerinde yer altı su seviyesinde azalmaya bağlı oluşan yüzey yarığına Tuzlukçu'da da rastlandı. Devasa yarıklar yerleşim yerlerine ulaştı. Giderek büyüyen tehlike karşısında ise halk tedirgin.

Bir yanda kuraklık tehlikesi, bir yanda bilinçsizce kullanılan yer altı sularının çekilmesiyle arazide ortaya çıkan göçükler.

Tarlaların içinde göçükler, evlerin yakınlarındaki alanlarda göçükler.

Çok derin olan bu göçükler en başta o yörede yaşayan insanları tedirgin ediyor.

Milletvekili Etyemez, konuşmasında bu soruna dikkat çekiyordu.

Etyemez son üç yıldır her konuşmasında küresel iklim değişikliğinin etkilerini anlatıyor, algı oluşturmaya çalışıyordu.

Bizde, ‘bir musibet bin nasihatten evladır’ diye bir atasözü var.

Aslında bu atasözü, algının ta kendisi.

İlla ki; tehlike bizi tedirgin edecek.

Şimdi vekil Etyemez’in anlattıklarını paylaşayım.

Dünya Ekonomik Forumu’nun Küresel Riskler Raporu'na göre, dünyanın gelecek 10 yılını en fazla etkileyecek küresel riski, iklim değişikliğidir.

İklim değişikliği; çevre, şehir hayatı, kalkınma, ekonomi, tarım, gıda, su ve sağlık alanlarında olmak üzere hayatımızın tamamını derinden etkilemektedir.

Çocuklarımıza temiz bir gelecek bırakmak, tabiatımızı muhafaza etmek bizim en asli görevimizdir.

Dünyayı saran en önemli krizlerden biri olan iklim değişikliğiyle mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü “Dünya bizim evimizdir.”

Alınan tedbirlere uymaz isek gelecekte iklim göçlerinin olacağı bir dünya ile karşı karşıya kalırız. Son 50 yılda, sel, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin sayısı 5 kat arttı.

Yapılan bazı araştırmalar 2050 yılında iklim değişikliği ile birlikte dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sinin sel riski ile karşı karşıya kalacağı, nüfusun yarısının ise susuzluk riski yaşayabileceği öngörüyor.

Tarımsal üretimde ise iklim değişikliğinin etkisiyle 2050’ye kadar verimde yüzde 10 ile yüzde 25 arasında bir düşüş bekleniyor.

TASARRUFLU OLMAYA ÇAĞRI

Etyemez, su ve gıda tüketiminde tasarruf çağrısı yaptı. Çok basit bir örnekle tasarrufun bilinçli tüketim olduğunu, her 9 insandan birinin açlıkla karşı karşıya yaşadığını, üretilen gıdaların her yıl üçte birinin de israf edildiğine dikkat çekti.

Bu açıklamasını da “Günlük 4,9 milyon ekmeği israf ediyoruz. Ürettiğimiz sebze ve meyvelerin yüzde 50’sinde kayıp yaşıyoruz. Ülkemizde, her yıl 18,8 milyon ton gıda çöpe gidiyor. Bizim medeniyet kodlarımızda ‘Bir nehrin kenarında abdest alsanız bile, suyu israf etmeyin’ hadisi şerifi bulunmakta. ‘Ben tek başıma ne yapabilirim ki?’ demeyelim. Hep birlikte farkındalık oluşturalım. Medeniyet kodlarımızın hepimizi israftan uzaklaştırıp tasarrufa yönlendirdiği gerçeğinden hareketle, tüm insanlığın geleceği için tüm vatandaşlarımızı sizlerin aracılığı ile tasarrufa davet ediyorum.” diyerek tasarruf çağrısını yineledi.

Bu işin şakası yok.

Eyvah demeden elimizi taşın altına koymalıyız.

Artık ,‘Bilimsel’ verilere dayalı nasihatler işe yarasın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi