Hayvan ve doğa sevgisi Sarayönü’ne taşıdı

Hayvan ve doğa sevgisi Sarayönü’ne taşıdı
Sarayönü’nün sevilen simalarından, esnafların maskotu Tolga Şimşek, Konya’da ki apartman hayatını bırakıp, dedesi ve annesi ile birlikte Sarayönü’ne yerleşti.Sarayönü’ne yerleşmesinde ki asıl sebebin hayvanlara olan...

Sarayönü’nün sevilen simalarından, esnafların maskotu Tolga Şimşek, Konya’da ki apartman hayatını bırakıp, dedesi ve annesi ile birlikte Sarayönü’ne yerleşti.

Sarayönü’ne yerleşmesinde ki asıl sebebin hayvanlara olan sevgisi olduğunu belirten Şimşek, nerede bakıma muhtaç, yaralı kedi, köpek ve kuş bulsa evine getirerek evinin avlusunda onları iyileştiriyor, güzelce besliyor.

Hayvanseverliğin lafta değil gönülde olduğunu belirten Şimşek, imkanları doğrultusunda bunu yapabildiğini, daha fazla imkanı olsa çiftlik kurmak istediğini belirtti.

“Konya’da apartman sakinleri ile hep kavga ederdim”

Konya’da yaşadığı süre boyunca hemen hemen her gün apartman sakinleri ile tartışma yaşadığını belirten Şimşek o günleri şöyle ifade etti:

“Konya’da Sarayönü’ne oranla çok daha fazla sokak hayvanı var. Her sokakta 5-6 tane kedi, köpek var. Ben de çocukluğumdan beri nerede bir sokak hayvanı görsem, gider onlara hemen süt alırım, mama alırım karınlarını doyururum. Bir süre sonra soğuk kış günlerinin de etkisi ile sokakta değil evde bakmaya başladım. Tabi evde bakmaya başladıktan sonra şikayet üstüne şikayet gelmeye başladı. Her gün bir zabıta kapımızı çalıyordu. Bende inatla köpeklerimi, kuşlarımı sokağa bırakmak istemedim. Nasıl bırakayım onlar da can taşıyor. Neymiş gürültü yapıyorlarmış bilmem ne. Köpeğin gürültüsünden ne olacak. Kendileri karı koca tartıştıkları zaman bir şey yok, ya da çocukları evin içinde tepindiği zaman sıkıntı yok, ama iş kediye köpeğe kuşa gelince problem. Vicdanı merhameti olan insan bu canlara saygı gösterir. Ama maalesef bizim insanımızın çoğunda bu yok.”

Hayvan ve doğa sevgisi Sarayönüne taşıdı

“Dedem bu iş böyle olmaz dedi”

“Bir gün dedem bu işin böyle gitmeyeceğini söyledi. Her gün kavga etmekten o da yoruldu. Şehir hayatının bitmek bilmeyen gürültüsünde ve stresinden uzaklaşalım dedi. Hem dedem için, hem de bizim için bu çok iyi bir karar oldu. Ani bir kararla Konya’dan taşınarak Sarayönü’ne yerleştik. Buranın insanı da bizleri çok iyi karşıladılar sağ olsunlar. Geldiğim günden beri hiç sıkıntı çekmedim. Burada da sokak köpeklerinden rahatsız olanlar var ama en azından evimizde beslediğimiz köpeğe veya kuşa karışan yok. Hatta bazen esnaf ağabeylerimiz, mama konusunda bana yardımcı da oluyorlar. Hepsinden Allah razı olsun.”

“Hayvanseverlik gönülden gelen bir duygu”

“Bazı insanlar hayvanları sevmiyorlar. Olabilir. Bende bazı insanları sevmiyorum. Herkes, her canlı birbirini sevecek diye bir şey yok. Ama en azından saygı göstermeyi bilmeleri lazım. Bu dünya sadece bize ait değil. Onlarında yaşam hakkı var. Rabbimin sessiz kulları. Hiçbir köpek durup durduk yere insanlara saldırmaz. Ya aç bırakılmıştır, ya da işkence görmüştür. Bir de hayatı boyunca bir kez köpeğin başını okşamamış, bir litre süt almamış, bir torba mama yardımında bulunmamış insanlar sosyal medya aracılığı ile ya da göstermelik bir dernek üzerinden başımıza hayvan sever kesiliyor. Onlar hayvan sever falan değil. Çoğu bu işin şarlatanı. Hayvanlar üzerinden kendi reklamını yapmaya çalışıp, prim kasan insanlar. Ben çocukluğumdan beri bunun savaşını veriyorum, bölüşecek bir ekmek bulursam hayvanlarımla bölüşürüm. Rabbim bana bu gücü ömür boyu versin İnşallah.”