İklim Değişikliği ve Tarım

İklim değişikliği, kuraklık, çölleşme seller, yangınlar, dolu çiftçilerimizi direk etkileyen iklimsel olaylar.

Özellikle son yıllarda ülke genelinde yaşanan kuraklık, biçilemeyen ekinler.

İlçe nüfusumuzun büyük çoğunluğunun geçim kaynağının çiftçilik ve hayvancılık olması da durumu daha da zorlaştırıyor. Her zaman dediğimiz gibi ne bir kömür madenimiz ne kaplıcamız nede turizm sektörümüz var, tek geçimimiz tarım ve hayvancılık.

Küresel iklim değişikliği ve ülkemizin imzaladığı Paris anlaşmasının ardından iklim değişikliği ile ilgili birim Çevre bakanlığı bünyesinde oluşurken, diğer bakanlıklarda kentlerde kırsalda uygulanacak acil eylem planlarını açıklamaya başladılar.

Tarım Bakanlığımızda 27 maddelik iklim değişikliği ve tarım çalıştayı sonuç bildirgesini açıkladı.

Açıklanan İklime dirençli tarım veya iklime uyumlu tarım faaliyetlerinin biriside hatta en önemli faktörlerden biri de canlı rüzgar perdeleri oluşturmak.

(Madde 12.Tarım sektöründe iklim değişikliğine uyum ve azaltım uygulamalarını yaygınlaştırmak için 2021-2027 IPARD III kapsamında “Tarım Çevre Faslında” yağmur hasadı, rüzgar perdesi tesis etmek, organik tarım ve tarım arazilerinde su ve rüzgar erozyonunu önlemek gibi çevre dostu tarımsal uygulamaları programa aldık (14 Milyon Avro bütçeli) . Ülke genelinde yaygınlaştıracağız.

Yıllar önce bölgemizde kurulan Konuklar, Gözlü, Altınova ve Polatlı Tarım işletmelerinde bu gerçekleştirilmiş. Toz fırtınaları ile verimli üst tabaka toprağımız yıllarca alıp götürülmüş. TİGEM’ler bu durumu görüp bir ağaçlandırma kampanyası ile Bomboz Bozkırı bir vaha haline getirmişler.

Yine yıllar önce Karapınar'da meydana gelen toz fırtınaları hayvan ölümleri ve kaybolan toprak Vatandaşlarımızın İmece usulü çalışmaları ile bugün bu topraklar tarım yapılabilir hale gelmiştir

Yıllar önce yapılan bu çalışmalar rüzgar erozyonunu engellemekte, doğal ve yaban hayatına, biyolojik mücadeleye katkıda bulunmakta, yağmur çekmektedir. Mahsullerde yüzde 20 ye yakın verim artışı sağlamaktadır.

Bu nedenle ilçemizde toplulaştırılan alanlarda acilen yol kenarlarına ağaçlandırma seferberliği yapılarak hem rüzgâr erozyonundan hem de aşırı sıcaklardan toprağımızı ve ürünlerimizi korumak zorundayız.

Bitirilen arazi toplulaştırma projelerin de Orman Teşkilatı ile DSİ arasında protokoller yapılıp bu bölgeler kuraklığa dayanıklı fidanlarla ağaçlandırılmalıdır.

Dere içlerinde kendiliğinden yetişen Kavak ve söğüt ağaçları da muhafaza edilmeli çeşitli bahanelerle bunların kesimi yasaklanmalıdır. Unutulmamalıdır ki ağaçlar tarafından yapılan solunumla soğuk bir hava ısıtılmakta ve aşırı sıcaklarda da ortam serinletilmektedir. Böylelikle hububatta dane olum sürecinde meydana gelen sıcak sam rüzgârlarından ürünlerimize korumuş olacağız.

Doğa ağacıyla suyuyla deresi ile toprağı ile bir bütündür. Bunlardan herhangi birinin eksikliği diğerlerini etkiler. Unutmayalım ki kıyamet günü bile elinde bir fidan varsa dikiniz diye buyuran bir dinin mensupları olarak hem devlet otoriteleri ile hem yerel dinamiklerle ve hem de bireysel olarak ağaçlandırma yaparak geleceğimiz olan toprağımızı korumalıyız.

Ağaçlandırmada kuraklığa dayanıklı çeşitler seçilmeli ve 2 yıllık bakımları mutlaka yapılmalıdır.

Kuraklıktan çölleşme den daha az etkilenen ürünlerimizin bol bereketli olduğu yıllara kavuşmak hiç de zor değil.

Ürününüz bol bereketli olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mehmet KARLI Arşivi