SELÇUKLU TIP KAVUŞTURDU

Bizde ‘Gurbet’ diye duygulu sözlerin yer aldığı hikayeler, türküler vardır.

Sözlerine bakılınca Gurbet aslında uzakta yalnız kalmanın adıdır.

Sözleri dramlaştıran da bu duygudur.

Gurbet sadece insanlar için midir?

Dili olduğu için insanları biliriz.

Ama tüm insanlar içindir.

Bir gurbet hikayesi de biz paylaşalım.

Bu hikaye Emperyalist ülkelerin vatanlarını başlarına yıktığı Suriye- Konya arasında yaşandı.

Suriyeli 8 yaşında bir kız çocuğu.

Karaciğer yetmezliği teşhisiyle Ambulansla Cilvegözü sınır kapısından Konya Selçuklu Tıp Fakültesi Çocuk Gastroenteroloji polikliniğine sevk olmuş.

Hasta yanında sınır geçişinde sadece bir yakınına refakat izni verildiği için sadece baba ve kızı Konya ya gelebilmiş. Diğer 3 kardeş ve anne Suriye de kalmış. Küçük kızımız 1,5 yıllık tedavisi sırasında servise her geldiğinde telefonunda annesini ve kardeşlerini görevlilere göstererek hasretini ve özlemini dile getirmiş.

Burada bir empati yapalım.

Dil bilmediğimiz başka bir ülkeye kızımızın tedavisi için zorunlu olarak gittiğimizi, 3 evladımız ve eşimizin sınırdan geçemediğini ve bu şehirde günlük yaşam mücadelemizi devam ettirmek zorunda olduğumuzu düşünelim.

Küçük kızın özlemini dindirmek için Selçuklu Tıp Fakültesi temsilcileri tarafından Konya Göç idaresi ile yapılan görüşmeler ve sağlık raporlarının teslim edilmesi sonucunda aile birleşimi için randevu alınmış.

Bundan sonrasını Çocuk Bölümü görevlisi Seyit Ali kardeşimizden dinleyelim.

Randevudan sonra İçişleri Bakanlığı’na Cimer üzerinden bir başvuru yaptım. Bu başvurumun ertesi günü öğle namazı kılacağım sırada eşime “telefonum çalarsa Fahrettin abi veya Süleyman abi arayacak eşim şimdi namazda birazdan size dönecek” diye söylersin dedim ve” Fahrettin kim Süleyman kim” diye sordu. Bende “Süleyman soylu ve Fahrettin koca” dedim. Eşimden “sen iyice kafayı yedin” yanıtını aldım. Kafayı yemedim benim devletim mazlumun gözünü yaşlı bırakmaz arayacaklar beni diye içimden geçirdim.

2.gün sabah şahsi telefonumdan İçişleri bakanlık tarafından bana dönüş yapıldı ve hasta hakkında bilgiler istenildi. 1 gün sonra Konya Göç İdaresi’ne giderek yeniden evrak teslim ettim. 1 hafta kadar sonra Hatay Göç İdaresi tarafından arandım ve evrakların bürokratik engellere takılmadan dijital ortamda tekrar göndermem istenildi.

İşler o kadar hızlı ilerliyordu ki, evrak gönderme işinden 1 hafta kadar sonra İçişleri Bakanlığı tarafından aile için özel bir izin yazısının hazırlandığını ve ailenin Türkiye’ye kabulünün gerçekleştiğini öğrendim.

Bölüm doktorlarımız tarafından kısa süreli bir organizasyon sonunda bir miktar para toplandı ve biz 17 Mart 2022 gecesi baba, 8 yaşında evladımız ile Hataya yola çıktık. Hataylı bir doktorumuzun abisi sabah 7 gibi otogarda bizi karşıladı ve Cilve gözü sınır kapısına saat 8.30 gibi ulaştık. Sınır kapısında görevli memur arkadaşlara yazının tarih ve sayısını söyleyerek Suriye tampon bölgede bulunan anneyi almak için geldiğimizi söyledim.

Orada bayağı yeniden işlemler yapıldı.

Ama görevli arkadaşların yardım ve desteği ile anne ve üç evladını alarak aileyi birleştirdik. Gurbet acısı, tatlı ve mutlu bir kavuşmayla bitti.

Tabi bu arada göz yaşları sel oldu.

Bende çok duygulandım.

Cuma akşamı saat 19.00 da Hatay dan yola çıktık ve gece saat 04 te Konya’ya döndük.

Cumartesi sabah Selçuklu Tıp doktor, idareci ve görevlilerin desteğiyle önce yemek ikram ettik, ardından da giysilerini temin ettik.

Şimdi bu aile için sekreterinden hemşiresine yardımcı sağlık personelinden doktoruna tüm sağlık çalışanları ile yeniden bir yardım kampanyası başlattık ve kiraladığımız bir eve 1 valizle gelen aile için kocaman, sıcacık bir yuva haline getirmek için harekete geçtik. Böyle bir milletin evladı olduğum için gurur duyuyorum.

Bu mazlum milletin ülkemizde barınmasını, hayat idamesini oy kaygısı taşımadan arkasında dağ gibi duran sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan’a, Rektörümüze, Dekanımıza, doktorlarımıza, çalışma arkadaşlarımıza, Konya ve Hatay Göç İdaresi yetkili ve çalışanlarına sonsuz teşekkür ediyoruz.

Sağlık çalışanlarımız sadece hastalara muayene, tedavi yapmıyor. Tüm insanlara kucaklarını ve gönüllerini açıp yardımcı olmaya çalışıyorlar.

İnsanların mutlu olmaları için kendilerini feda ediyorlar.

Biz de böyle sağlık çalışanlarımız olduğu için gurur duyuyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi