SARAYÖNÜ YERLEŞKE ADLARI (4)

SARAYÖNÜ YERLEŞKE ADLARI (4)
Geçmişten günümüze "Sarayönü"; Ses Değişimiyle ya da Ses Düşmesiyle Oluşan Yer Adları

Ses değişmesi ya da ses düşmesi olayı yerleşim adlarında sık görülen bir durumdur. Dilde kolaylık kanunu ve yerlileşme olarak adlandırılabilecek bu durumun Sarayönü’nün Ladik ve Boyalı yerleşim merkezlerinin adlarında tespit ediyoruz.

Ladik

Anlamı tam olarak bilinemeyen yer adlarının çözümlenmesinde izlenen bir diğer yol da yerleşim merkezinin civarında bulunan ve bir antik şehrin ya da Batı medeniyetine mensup bir millete dâhil etmektir. Sarayönü ilçesi içinde çok eski yerleşim birimlerini de barındırır. Bunlardan biri de kökeni Roma Bizans’a dayanan Ladik’tir.

1071 Malazgirt Zaferiyle Anadolu’nun kapıları Türklere açılmıştır. XI. yüzyıldan itibaren Anadolu’ya gelen Türk boyları bir yandan yeni kurdukları yerleşim yerlerine Türk-İslam sentezini yansıtan isimler koyarken bir yandan da hâlihazırda kurulu olan yerlerin isimlerini ya Türkçeleştirmişler ya da önceki ismini Türkçenin söyleyiş -fonetik- biçimine uydurmuşlardır.

İkonyum’un Konya, Engürü’nün, Ankara, Polidor’un Burdur olması gibi. Dilde yerlileştirme adı verilen bu olayın tarihi Hititler, Romalılar ve Bizanslılara dayanan Ladik’in eski ismi Laodikeia Katake Kâimene’de geçen Laodikeia kelimesinin bozulması yoluyla bugünkü şeklini almasında da görülür.

Bu kullanım, özellikle yer adlandırmalarında sıkça görülen bir durumdur. Böylelikle Türkler Anadolu’yu sadece nüfusuyla değil, aynı zamanda fethedilen yerlere Türkçe adlar vererek, coğrafyasıyla da Türkleştirmiştir.

Boyalı

Eski adı “Bahar Yaylası” olan yerleşim yerinin adı bu iki kelimenin geçirdiği söyleyiş değişikleri sonunda “Boyalı” olarak kalmıştır

Verilme Nedeni Tam Olarak Bilinemeyen Yerleşim Yerleri

Özkent

Özkent köyü bu grupta değerlendirilmiştir. 1960’lı yıllara kadar Zengen adını taşıyan köy, Ereğli ilçesine bağlı, Zengen kasabasıyla karıştırılmaması için adı Özkent olarak değiştirilmiştir. Yaklaşık 400 yıllık bir geçmişe sahip Özkent’e, eski ve asıl yerleşim merkezi olduğunu ifade etmek için böyle bir adlandırma yapılmış olabilir.

Yer adları verildiği bölgenin, coğrafyanın kimlik kartıdır. Nasıl ki bir insanın adından onun hangi millete, dine bağlı olduğu tahmin edilebiliyorsa yer adlarından da oranın hangi millet ait olduğuna dair ipuçları elde edilebilmektedir.

Yaklaşık 10 asırdır Anadolu coğrafyasını kendine yurt edinmiş Türklerin bu coğrafyayı sadece nüfuslarıyla değil, yerleşim yerlerine verdikleri adlarla da Türkleştirdiğini en güzel yer adlarından tespit ediyoruz.

Yer adları sadece bir dil ürünü değil aynı zaman da o coğrafyanın yerleşim tarihi, kimler tarafından ne zaman iskân tutulduğu hakkında da bizlere bilgi verir. Bu yönüyle yer adları hem dilbilimin hem de tarihin ortak ilgi alanlarına girer.

Bir bölgenin tarihini bilmeden, sadece dil verileriyle yapılacak tahliller bazen yanlış değerlendirmelere yol açabilir. Bu sebeple Anadolu coğrafyası yer adlarının etimoloji yapılırken daha kapsamlı disiplinler arası çalışmalar (dilbilim, tarih, sosyoloji, halk bilimi gibi) yapılmak zorundadır.

Sarayönü yerleşim adlarına baktığımız zaman Anadolu’daki yer adlandırma şekillerinin tipik bir örneğini görmekteyiz. Bölge insanının doğayı algılayışı, kültürü, tarihi, etnik yapısını, etkilediği ve etkilendiği unsurları bölgenin yer adlarında görmemiz mümkündür.

Sarayönü, 18 yerleşim yerine sahiptir. Bunlardan 12 tanesi yapı olarak isim ve sıfat tamlaması; 5 tanesi türemiş; 1 tanesi de basit isimden oluşmuştur.

Köken bakımından ise 11 yerleşim yeri tamamen Türkçe (Yenicekaya, Karatepe, Ertuğrul, Kurşunlu, Kayıören, Karabıyık, Boyalı, Başhüyük, Konar, Gözlü, Değirmenli), 1 tanesi Farsça (Bahçesaray), 1 tanesi Farsça-Arapça (Çeşmelisebil), 1 tanesi Türkçe-Soğdca (Özkent), 2 tanesi Türkçe-Arapça / Arapça-Türkçe (Kadıoğlu, Kuyulusebil), 1 tanesi Türkçe-Farsça (Büyükzengi), 1 tanesi de Latince kökenlidir (Ladik).

Türkçe olmayan kelimeler de Türkçeleşmiş Türkçe olarak kabul edilecek olursa Sarayönü yerleşim adlarının tamamı Türkçedir denilebilir.

Sarayönü yerleşim yerlerinin adlandırılmasında; kişi ve boy adları, tabii olgular, çeşitli yapılar, unvanlar, madenler, isim taşıma, ses değişimi ya da ses düşmesi gibi adlandırma şekilleri etkili olmuştur.

***

KAYNAKÇA

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ YAYINLARI: 8

TARİH, KÜLTÜR, SANAT, TURİZM VE TARIM AÇISINDAN ULUSLARARASI SARAYÖNÜ SEMPOZYUMU (24-26 EKİM 2014 KONYA) BİLDİRİ KİTABI

Mehmet YASTI; Yrd. Doç. Dr., Necmettin Erbakan Ün., Sosyal ve Beşeri Bilimler Fak., Türk Dili ve Ed. Bölümü Öğretim Üyesi

Fatih Numan KÜÇÜKBALLI; Arş. Gör., Selçuk Ün., Edebiyat Fak., Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Elemanı

1- Yer adları üzerine yapılan ilk çalışmaların bazıları şunlardır: Fuat Köprülü, “Oğuz Etnolojisine Ait Notlar”, Türkiyat Mecmuası, C. I, 1925; H. Nihal-A. Naci, “Anadolu’da Türklere Ait Yer İsimleri”, Türkiyat Mecmuası, C. II, 1928; F. Aksu, Isparta İli Yer Adları, Sırrı Üçer-Mesud Koman, Konya İli Köy ve Yer Adları Üzerine Bir Deneme, Konya, 1945; İshak Refet Işıtman, “Köy Adları Üzerine Bir İrdeleme”, Türk Dili-Belleten, 1945; Abdülkadir İnan, “Anadolu’nun Toponomisi ve Türk Boylarının Adları Meselesi”, Türk Dili-Belleten, 1945.

2- Anadolu’nun Türkleşme süreci ve Anadolu’da Türk varlığı ile ilgili yapılan çalışmalarda çeşitli dil verilerinden istifade edilmiştir.

Kaynak:HABER MERKEZİ