Prof. Dr. Hasan BAHAR

Prof. Dr. Hasan BAHAR

SARAYÖNÜ’NÜ TANIMAK: ALTI BİN YILI..

Konya’nın 31 ilçesinden biri olan Sarayönü il merkezine yaklaşık 50 km, Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykubat Kampüsüne 30 km mesafededir.  Yaklaşık 28 milyona yaklaşan ilçe nüfusunun, yüzölçümü 1.088 km olup, kuzey yönünde 100 km, doğu batı yönünde 20-25 km’lik bir genişlikle bir dikdörtgen görüntü çizer. Konya’nın kuzey batısında yer alan ilçe toprakları İstanbul kara ve demir yolları hattının geçtiği, bir bakıma ilin Batı Anadolu’ya açılan kapısıdır. İlçenin doğusunda aynı ile bağlı merkez ilçelerinden Selçuklu, batısında Kadınhanı, kuzeyinde Yunak, doğusunda Cihanbeyli ve Altınekin ilçeleri bulunur.

Parantez içlerinde değişen adlarını da verdiğimiz Sarayönü’ne bağlı, şimdi Büyükşehir Yasası ile mahalle statüsüne giren yerleşimler ve ilçe merkezine uzaklıkları şu şekildedir:

Eski kasabalardan Ladik (Halıcı) 7 km ve Başhüyük (Ümran-ı Hamidiye) 7 km, Gözlü 21 km ve Kurşunlu 21 km ve Çeşmelisebil (Çeşmelizebir) 45 km, eski köylerden Değirmenli (Apsarı) 7 km, Büyükzengi (Bakırpınar-Mesudiye) 7 km, Karatepe 7 km, Yenicekaya 9 km, Ertuğrul (Çürüksu) 13 km, Bahçesaray ( Nevine) 36 km, Özkent (Zengen) 24 km, KayıörenKuyulusebil 48 km, Kayıören 53 km, Karabıyık 65 km,  Kadıoğlu 65km ve Boyalı 70 km.

Batıda Sultandağlarının uzantısı Ladik Dağları ile doğuda Cihanbeyli Platosunun bir uzantısı olan Sarayönü Ovasın arasında yer alan ilçe toprakları büyük oranda ovalıktır. Ladik, Kurşunlu, Ertuğrul ve Bahçesaray dağların kuzey eteklerindeki su kaynakları ve ovayı gözetleme imkanına sahip stratejik noktalarda kurulmuştur. İlçenin en önemli akarsuları Zengive  Beşgöz çayları sularını  bu dağlık kesimden gelen çay ve derelerle beslenir. Bu bakımdan bu çayların beslediği ovalık kesimde tarih öncesinden itibaren yerleşmelerin yanında büyük çiftlikler kurulmuştur. Konuklar ve Gözlü Devlet üretme çiftlikleri ilçe sınırları içindedir, ancak aynı havzada yer alan Kadınhanı Altınova Devlet Üretme Çiftliği bu kompleksin bir parçası gibidir. Bu tarımsal kompleks ülkemizin ilk sırada gelen çiftlikleri arasındadır.

Günümüzde olduğu gibi geçmişte de yol kavşakları üzerinde yer alan Sarayönü ilçe topraklarında  Kalkolitik (Bakırtaş) Çağ’dan itibaren yerleşmelerin olduğunu tespit ettiğimiz ilçe topraklarındaki bazı höyüklerden  Pazar Höyük, Başhöyük,  Konra Höyük, Dedenin Höyük, Bağlar, İrmelik, Yenice Höyük, Zengi Höyük, Çeşmeli Sebil Höyük, Kuyulu Sebil Höyük, İbrahim Dede Höyük, Karatepe Höyük, Gözlü Höyük, Ertuğrul Höyük, Ladik Höyük ve Saraç Höyükler sayılabilir.

MÖ. 2. Binyılın başlarında Asur Ticaret Kolonilerinin Ege kıyılarına kadar uzanan ticaret yolları üzerinde olan Sarayönü,  Hititler zamanında Tarhuntaşşa Eyalet içinde olan bölge askeri ve ticari yolları üzerindeydi.  Friglerin Akdeniz’e uzanan ticaret yolları üzerinde yer alan Sarayönü’nde döneme ait İbrahim Dede, Başhöyük ve Ertuğrul Höyüklerde çanak çömlek parçaları tespit edilmiştir. Firg kültürel alanı içinde olan bölge daha sonra Helenistik ve Roma dönemlerinde Frigya olarak adlandırılan coğrafi bir bölgenin içinde yer almıştır.

Helenistik Çağ’da (MÖ. 333-31)Selevkoslar tarafından doğu batı yolları arasındaki stratejik konumu ile dikkate alınarak asker yerleştirilerek kolonileştirilen Ladik adını SelevkosKralı  Nikator’un annesi Laodice’den almıştı. Bu dönemde doğuda Selevkos başkenti Antakya(Antiocheia) ile batıda Ege kıyılarındaki Efes arasında önemli bir yol bağlantısını kontrol eden Ladik’in daha sonraki dönemlerde Efes’ten Melitene(Malatya)’ye uzanan askeri yolları kontrol ettiği antik kaynaklarda söz edilmektedir. Bu bağlantıyı bölgede bulunan mil taşları desteklemektedir.

Ladik’te bulunan mimari ve epigrafik kalıntılar Helenistik ve Roma döneminin sosyal, kültürel, dinsel ve siyasal yapısı hakkında  bilgiler vermektedir. Kültür parkında bulunan yazıtlardan biri, dönemin putperestliğe karşı Hristiyanlığı kabul edip, rütbelerinden olan Aziz Eugenes’e ait bir mezar taşıdır. Bir diğer bir yazıtta da RoaiparatoruClaudius’un kolonileştirdiğini yansıtan, o dönemin vilayeti denilebilecek bir binanın önünde bulunan  Claudiolaodicea şeklinde adı geçen yazıttır.

Diğer taraftan Sarayönü ilçesinin 45 km kuzeyinde bulunan Çeşmelisebil’de bulunan antik yazıtlar buradan kuzeye uzanan bir antik yolun varlığına işaret ederken, yerleşimin Gdanma olduğunu yne bu güzergahta Karatepe’de bulunan bir kitabeden burasının Bardaetta olduğunu anlıyoruz.

Sarayönü inli mahallesi ve çevrede Roma dönemi yeraltı mezar odaları şeklinde kazılmış mekanlar vardır. Bu mezarlar daha sonraki farklı dönemlerde saray depoları ve bazen sığınak da olarak kullanılabilir. Günümüzde yeraltı şehirleri” olarak birçok yerde turistik amaçlı kullanılan bu yerleşmelerin birincil amacı kent olarak kurulmamışlardır. Ladik, Başhöyük, Pazar Höyük civarı, Beşgöz-Konuklar çevresi,  Zengi, Gözlü ve Şarören gibi antik yerleşmelerin yakınlarında benzeri yapılar vardır. Ancak yapıldıklarından sonra insanlar tarafından merak konusu olduğundan buralar birçok kez el değiştirmiş, boş mekanlardır. İlginçtir ki son zamanlarda burada yapılan çalışmalar nedeniyle her yerde olduğu gibi şehir efsaneleri yaratılmak istenmektedir. Ancak Konya Arkeoloji Müze Müdürlüğü ve Sarayönü Belediyesinin bölgedeki arkeolojik askerleri tespit edip korumaya çalışması bir duyarlılık göstergesidir. Evcaa’da bir arkeopark yapım çevrede başıboş korunmasız geçmişin kültür yadigârları eserleri bir müze haline getirmeleri takdir edilmelidir.

Sarayönü’nde Türk dönemi tarihi yapılar da vardır. Pir Hüseyin Camii, Ladik Büyük Cami bunlardan sadece ikisidir.

Kafkasya’dan Balkanlardan, ülkemin doğusundan batısından göç alan farklı renkleri olan bir yerdir. Bu nedenle hoşgörüsü zengindir.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteği ile Sarayönü Beşgöz’de güzel bir piknik alanı oluşturulmuştur. Buradaki doğal çevreyi koruyarak, kuşları ve balıkları gözlemleyebilirsiniz. Bu alan iki milyona yaklaşmış Konya kent nüfusu için de bir nefes alma yeri olacaktır. Kentten burası 30 dakikalık bir mesafedir. Aynı zamanda düz ızgara planlı geniş caddeleri ile geleneksel kerpiç mimarisi, yemekleri, özellikle güdük, haşhaşlı, kiide (cızmana), çiğ börekleri ile kent nüfusunun ilgisini çekecektir.

Sakin, dingin bir kenttir.. Dinlenilecek, huzur bulunacak bir yerdir.

Şahsım olarak Sarayönü’nden öğrenciliğim nedeniyle İstanbul’a geçerken tren ve otobüsle 1970-80’lerde sıklıkla geçmiştim.  Ancak 1988 yılında şimdi sevgili eşim Kadriye Hanımı istemeye geldiğimde tanımaya başladım, mesleğim gereği o günden beri 35 yıldır araştırmalarımın en yoğun ilçelerden biri oldu. Onlarca höyük kale, yüzlerce yazıt tespit ettik. Bu çalışmalarımda Sarayönü’lü hemşerilerimin de büyük desteğini gördüm. Çoğu kez yabancı araştırmacılarla birlikte bu çalışmalar yaptık. Sarayönü için 2013 yılında Uluslararası bir Sempozyum düzenledik. Çoğu vilayette bile olmayan kapsamlı bir kitabını hazırladık. Büyük oranda sizin ev sahipliğinizde oldu. Başkandan muhtarlara, vatandaşlara, emeği geçen herkese ve tabi ki birikimleri ile bizi kırmayıp gelen bilim insanlarına teşekkür ederim.

Sarayönü sürekli uğrak yerim, kimi zaman haftada  kimi zaman daha kısa.. Birikimlerimi fırsat buldukça sizinle paylaşacağım.. Bilimsel çalışmalar, ya da anılarım olabilir. Görüşmek dileğiyle..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Prof. Dr. Hasan BAHAR Arşivi