ZAFERLERİMİZ

Türk milletinin evlatları, vatan sevgisi ve ecdadının tarihe yazdırdığı destanlarla büyürler.

Annelerin ninnisi de, babaların türküsü de kahramanlık destanının parçalarıdır.

Özellikle uzman hekimlerin bazı yaş gruplarına ve rahatsızlıkları olanlara “dışarı çıkmayın uyarısını” yaptıkları Ağustos aylarında dünya ya;

“Asım’ın nesli…diyordum ya…nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek” dedirten ecdadımız;dağlarda ovalarda vatan savunması için tam da güneşin altında mücadele vererek bize bu toprakları vatan kılmışlardır.

Allah’ın izniyle ecdadının izinde olan Mehmetçiğimiz de bugün yine aynı dünya ya

“Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…

Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;

Alınır kal’â mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?

Çünkü te’sis-i İlahi o metin istihkâm” mesajını vermeyi başarmıştır.

Doğu Akdeniz de suları ısıtır, Kıbrıs ta, Musul da, Kerkük te, Halep te, Eğe de, Karadeniz de vatan hainlerini inlerinde kıstırır.

İşte, Ağustos ayında Türk tarihinin altın sayfalarına yazılan zaferlerimiz :

"Zaferle özdeşleşen ay" olarak gösterilen ağustos ayında kazanılan ilk galibiyetimiz, 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi oldu. Bu zafer Türklere Anadolu’nun kapısını açtı.

İşte Ağustos ayında bizi serinleten zaferlerimiz.

26 Ağustos 1071'de Muş'ta bulunan Malazgirt Ovası'nda Selçuklu Sultanı Alparslan ve Doğu Roma İmparatoru Romen Diyojen arasında gerçekleşen, Anadolu'nun Türklere yeni yurt olmasını sağlayan bir meydan savaşıydı. Roma ordusu yenildi. İmparator Romen Diyojen esir edildi.

Otlukbeli Zaferi

11 Ağustos 1473'te

Otlukbeli Savaşı Anadolu'da, Erzincan'ın Tercan Ovası'nda 11 Ağustos 1473'te "Otlukbeli" denilen yerde, Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet'in komuta ettiği Osmanlı ordusuyla Akkoyunlu İmparatoru Uzun Hasan'ın komuta ettiği Akkoyunlu ordusu arasında yapıldı.

Kazanılan zaferle, 1514 yılında Şah İsmail ile Yavuz Sultan Selim'in yapacakları Çal­dıran Savaşı'na kadar doğudan gelen tehlikeler engellendi. Osmanlılar sonraki yılları doğuya karşı rahat ve huzur içinde geçirirken, Av­rupa'da da istedikleri gibi davranabilmişlerdi.

Çaldıran Zaferi

Çaldıran Ovası'nda, 23 Ağustos 1514'te yapılan Osmanlı ve Safevi devletleri arasındaki Çaldıran Savaşı ise döneminde Osmanlı devletinin kaderini tayin eden bir savaş olarak kabul edildi.

Anadolu birliği yolunda atılmış önemli bir hamle olan bu sa­vaş, Türk askeri ve Türk komutanının kahramanlık, üstün zeka ve cesaret eseri olarak büyük bir zafer­le sonuçlandı. Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Han, bu zaferden sonra  orduyu Mercidabık’a hazırladı.

Mercidabık Zaferi

24 Ağustos 1516'da, Yavuz Sultan Selim'in başında bulunduğu Osmanlı Devleti ile Memlük Devleti arasında yapılan Mercidabık Savaşı'nda büyük bir zafer kazanıldı.

Mercidabık'ta kazanılan zafer, Osmanlı Devleti'ne dini, siyasi, askeri, iktisadi pek çok faydalar sağladı. Hilafetin Osmanlı hanedanına geçme yolu açıldı. Doğuda, Osmanlı Devleti'nin son rakibi Mısır-Memlük Devleti, ortadan kaldırılma safhasına getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin, Osmanlı hakimiyetine girerken, Mısır ve Arabistan Yarımadası yolu açıldı. Güneydoğu Anadolu'nun zapt edilmesiyle de Anadolu Türk birliği tamamlandı.

Belgrad'ın fethi

İkinci Murad'ın ve Fatih Sultan Mehmet'in ayrı ayrı gerçekleştirdikleri iki kuşatmadan da kurtulabilen Belgrad, 1521 yılı Ağustos ayında Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman’a  boyun eğdi.

Belgrad, bu tarihten itibaren Avrupa seferlerinde en önemli üs konumunda oldu ve "Darü'lCihad" adını aldı.

Mohaç Zaferi

29 Ağustos 1526'da tarihin sayfalarına yeni bir zafer daha eklendi.

Osmanlı ordusu, Kanuni Sultan Süleyman'ın emir ve komutasında birliklerini Macaristan'a doğru yöneltti. İki ordu Mohaç Meydanı'nda karşı karşıya geldi ve savaşı, iki saat gibi kısa sürede Osmanlı ordusu kazandı.

Ayrıca Macaristan'ın başkenti Budapeşte ele geçirildi ve Macaristan, Osmanlı Devleti'ne bağımlı bir krallık haline geldi.

Kıbrıs'ın fethi

Kıbrıs, günümüzdeki ifadesiyle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin fethi de ağustosta gerçekleşen zaferlerden biri olarak tarihte yer alıyor.

Venediklilerin elindeki Doğu Akdeniz’in en büyük adası olan Kıbrıs, Osmanlılar için coğrafi konumu itibarıyla önem arz ediyordu. Bunun üzerine 1 Ağustos 1571 tarihinde, 2. Selim tarafından fethi istenen Kıbrıs, Lala Mustafa Paşa tarafından fethedildi.

Kesin egemenlik sağlanan Kıbrıs'ın fethi ile Osmanlı üstünlük kurdu ve böylece İnebahtı Deniz Savaşı'na da zemin sağlandı.

Sakarya Meydan Muharebesi

Sakarya Meydan Muharebesi de yine 23 Ağustos'ta başladı.

Bu tarihten itibaren gece gündüz aralıksız süren savaşta, Mustafa Kemal Paşa, yeni bir savaş stratejisi uygulayarak ordularına, "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz..." emrini verdi.

Bu amansız mücadele, bütün şiddetiyle 22 gün 22 gece sürdü. Bütün cephe boyunca saldırıyı sürdüren Türk ordusu, 13 Eylül 1921'de Sakarya ırmağının doğusundan Yunan kuvvetlerini temizledi.

Sakarya Meydan Muharebesi, Türk milletinin savunma durumundan taarruz durumuna geçtiği dönüm noktalarından biri olarak tarihteki yerini aldı.

Büyük Taarruz

Düşmanı tamamen yok etmek için yapılan hazırlıklar1922 yılı ağustos ayına kadar sürdü.

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığını yaptığı ordu, 26 Ağustos 1922'de düşmana hücum etti.30 Ağustos'a kadar çembere alınan düşman kuvvetleri, Dumlupınar'da aldığı darbe sonucu kaçmaya başladı.

Bunun üzerine Mustafa Kemal Paşa, "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini verdi. Böylelikle, Yunan ordusu İzmir'e kadar takip edildi ve 9 Eylül 1922 tarihinde İzmir'den denize döküldü.

Kahraman ecdadımızla ne kadar övünsek azdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi