Aşçı Baba Türbesi etrafında şekillenen uygulamalarda eski Türk inançlarının izleri (3)

Aşçı Baba Türbesi etrafında şekillenen uygulamalarda eski Türk inançlarının izleri (3)
Farklı coğrafyalarda yaşayan velilerin menkıbelerindeki bir motifin Konya'nın diğer ilçelerinde bile duyulmamış bir veli olan Aşçı Baba için de anlatılması halk muhayyilesinin bir ürünüdür.

Çevremizde de gördüğümüz pek çok yatır ve ziyaret yerinde oluşan inanç ve uygulamaların hem İslamî geleneğe dayandığı hem de İslâm öncesi inançlara kadar uzandığı ortaya çıkmaktadır. 1 ve 2 numaralı menkıbede muhatap uyarılan yöneticilerdir. 1'de belediye başkanı, 2'de validir. 3 numaralı menkıbede ise ikaz edilen bir köy halkının tamamıdır. Yağmur yağmaması ile cezalandırıldıklarına inanmaktadırlar.

Bu menkıbelerdeki motifler, veliliği kabul edilen kimselere ait keramet motifleridir. Ulu kimselerin öldükten sonra da kerametlerinin devam ettiğini gösterir karinelerdir. Yaşandığına inanılan bu olaylarda rüya, veli ve ilgili kişi arasında bir iletişim aracı olmuştur.

Rüya yoluyla veli ilgili kişiden mezarının yerini tespit etmesini ister, Türbesinden alınan bir eşyanın geri getirilmesini ister, mezarının üstüne türbe yaptırılmasını ister, bizim örnek metinlerimizde olduğu gibi türbesinin yıkılmamasını ister.

Yıllardan beri efsaneler üzerinde çalışmalarına devam eden Prof. Dr. Saim Sakaoğlu'nun tespitlerini tekrar etmenin yararlı olacağı kanaatindeyim. Bu tür efsaneleri topluluk huzurunda okuduğunuz zaman şu iki tepkiyi alırsınız:

a. Bilgin meslektaşlarınız o efsanenin benzerlerinin başka nerelerde anlatıldığını ve kimlere, hangi adlarla bağlandığını hatırlayıverirler,

b. Varsa, dinleyiciler arasındaki vatandaşlar da, o efsanenin benzerinin kendi köyünde veya kasabasında da anlatıldığını bildirirler.

Hatta bunların bazıları, kendi beldesinin efsanesinin, belki de ona göre hikâyesinin veya rivayetinin başka başka yerlere ve adlara bağlanmasını da şüpheyle karşılar, âdeta beldesinin bir zenginliğinin ellerinden alındığını söylerler.

Birinci gruptakilerin, yani bilginlerin hatırlamaları son derece yararlı olur; onların vereceği örneklerle çalışma daha da zenginleşecektir. Gerçi ikinci gruptaki vatandaşların verecekleri örneklerle de bir zenginleşme olacaktır.

Ancak onların kafalarındaki bir düşünce de yıkılmış olacaktır. Bazen bu tür vatandaşlar, asıl hikâyenin kendi beldelerine ait olduğunu, öbürlerinin kendilerininkinden alındığını da ileri sürmekten geri kalmazlar.

Biz de bildirimizin okunması sırasında hem bilginlerimizden, hem de varsa vatandaşlarımızdan aynı ilgiyi bekleyeceğiz.

Anadolu'nun neresinde bulunursa bulunsun, çok gösterişli veya mütevazı bir yapı da olsa halk muhayyilesinde bu mekânların bir kutsallığı vardır. Neticesinde de buraların dokunulmazlıkları oluşmuştur.

Türbeler çevresinde şekillenen inançlarda kasıtlı ya da kaza ile türbelere zarar verenlerin çeşitli yollarla uyarıldığı duruma göre cezalandırıldığı halk arasındaki yaygın inanış ve anlatmalardandır.

***

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ YAYINLARI: 8

TARİH, KÜLTÜR, SANAT, TURİZM VE TARIM AÇISINDAN ULUSLARARASI SARAYÖNÜ SEMPOZYUMU (24-26 EKİM 2014 KONYA) BİLDİRİ KİTABI

Atilla KARTAL *

*Araş. Gör., Akdeniz Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü e-posta: [email protected]

Kaynak:HABER MERKEZİ