AVRUPA’ NIN PRANGASI (2)

Önceki hafta köşemizde Avrupa Birliği ile yapılan Gümrük Birliği anlaşmasının dış pazarlardaki firmalarımıza nasıl engel çıkardığının ilk bölümünü paylaşmıştım.

İkinci bölüm için derlediğim bilgi şöyle.

Ülkemizin son dönemde içinde bulunduğu durum piyasaların önümüzdeki günlerde daralma içine gireceğinin sinyalini veriyor. Bu daralma farklı ülkelere, coğrafyalara yönelme anlamında markalarımıza fırsatlar yaratabilir.  Dışa açılma konusunda daha aktif bir STA politikası şart. Güney Amerika, Hindistan, Endonezya, Brezilya ve Afrika ülkeleri bu anlamda önemli bölgeler. Bu ülkeler ile güzel ilişkilerimiz var, STA’lar ile de bu güçlendirilebilir.

REKABETTE BİR AYAĞIMIZ BAĞLI KOŞUYORUZ

Markalarımız STA bulunmayan ülkelerde zorluklar yaşadığı gibi haksız rekabete maruz kalıyor.

Ancak her ülke ile imzalanan STA’nın kapsamı da farklı olabiliyor. Örneğin Fas ile 2006’dan bu yana yürürlükte olan bir STA bulunmasına rağmen hazır giyim ürünleri bu anlaşma kapsamının dışına alınarak ilave gümrük vergisi uygulamasına tabi oldu. Türk şirketlerinden bu kapsamda 2027’ye kadar yüzde 36 gümrük vergisi alınacak.

Türk ürünlerine maliyet yüzde 70’e kadar çıkıyor. Bunun gibi birçok ülke var. Türk markalarının büyümesi Türkiye hazır giyim sektörünün itici gücü olacak. Yavaş yavaş markalar o noktaya geliyor. Markaların gelişmesi için de STA’lar çok önemli. Şu anda rekabette bir ayağımız bağlı olarak koşuyoruz. Öncelikle ABD olmak üzere, Hindistan, Endonezya gibi çok büyük pazarlar var ve bunlar henüz daha gelişme aşamasındalar. Biz bu pazarlara bu dönemlerde girebilirsek fırsatı yakalamış olacağız. Çin’de Türk markalarının fırsatı kaçırmasının sebebi de budur. Zamanında girilemedi. Ama Hindistan, Endonezya gibi 2 milyar insanın yaşadığı Asya coğrafyası var. Orada bu fırsatı kaçırmamak için o bölge ile STA imzalanması markalarımızın önünü çok açar. Güney Amerika keza aynı şekilde... Afrika ülkeleri de yeni bir pazar olarak öne çıkıyor”

AB’nin 76 ülke ile STA’sı bulunuyor. 30 ülke ile de görüşmeleri sonuçlanmak üzere. Türkiye’nin ise sadece 24 ülke ile STA’sı var.

Örneğin Türk şirketler Meksika’da yüzde 25-30 arasında vergi öderken AB’li şirketler ödemiyor. Kanada’da yine Türk şirketlerine yüzde 16 gümrük vergisi var. Cezayir gibi Kuzey Afrika ülkelerinde de yüzde 30’a yakın vergi var. Bu yüzden Türkiye'nin rekabet gücü ve hareket kabiliyeti son derece azalıyor.

Anlayacağınız dış pazarlarda hiç rahat değiliz

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi