GÜNDEMİN FIKRALARI

Kralın biri çok önemli konuşma yapmak için halkı şehir meydanında toplamış.

Kürsüye çıkıp tam konuşmaya başlayacakken bir ses duyulmuş:

Hapşuuu

Kral sormuş:

Kim hapşırdı?

Cevap alamayınca muhafız kıtasına emir vermiş!

Ön sırayı falakaya yatırın.

Ön sıradakiler yaylım ateşi gibi falakadan geçirilmişler.

Kral yine sormuş:

Kim hapşırdı?

Yine cevap yok. Yine falaka.

Olay böyle bir süre devam etmiş.

İlk on sıra falakadan geçirilince, aynı soru on birinci sıradakilere sorulmuş.

Çelimsiz bir adam yerinden kalkıp, boynunu bükmüş:

-Ben hapşırdım sayın Kralım!..

Kral korkudan tir tir titreyen adama bakmış; aradığını bulmanın verdiği rahatlıkla bağırmış:

-Çok yaşa !..

xxxxxxxxxxxxxxxxxxx

Bir bilgeye sormuşlar;

Bir insanın zekasını nereden anlarsınız?

-Bilge “Konuşmasından” diye cevap vermiş.

“Ya hiç konuşmazsa?” demişler;

-“O kadar akıllı insan yoktur ki” diye cevaplamış.

xxxxxxxxxx

Hoca Nasreddin bir gün sallana sallana yolda yürürken, arkadan gelen birisi ensesine kuvvetli bir tokat atar.

Hoca neredeyse yere düşecek hale gelince hiddetle bağırır:

– Ne cüretle vuruyorsun!

Genç adam, biraz ukala bir tavırla, kısaca özür diler. Küçük bir hata yaptığını, Hoca’yı bir arkadaşına benzettiğini söyler. Ayrıca, Hoca’nın küçük bir tepeyi dağ haline getirdiğini belirtir.

Bunun üzerine, Hoca’yı mahkemeye gitmekten başka hiçbir şey tatmin etmez. Hoca ısrarlıdır ve genç adamın kabul etmekten başka çaresi yoktur.

Kadıya giderler.

Kadı her iki tarafı da dinler. Ancak kadı genç adamın arkadaşı olduğundan, onu müşkül durumdan kurtarmanın çaresine bakarken, Hoca’yı da yumuşatmaya çalışır.

– Hoca, hislerini anlıyorum. Herkes aynı şeyleri hissederdi bu durumda. Şimdi ne dersin, bu genç adam kendine bir tokat atsa kabul edermisin?

Hoca bununla tatmin olmaz, ısrar eder mahkeme yapılsın der.

Bunun üzerine kadı, genç adama 5 kuruş ceza verir ve gidip getirmesini söyleyip kürsüden iner.

Hoca, genç adamın dönmesini bekler.

Bir saat geçer, iki saat geçer fakat genç adamdan ses seda yoktur.

Mahkeme kapısının kapanmasına az kalmışken, Hoca kadının, en meşgul bir anında ensesine okkalı bir tokat atar ve ekler,

– Kusura bakma kadı efendi, daha fazla bekleyemeyeceğim.

Gelirse söyle ona, 5 kuruşu sana versin.

Fıkralar da gündemi özetler. Herkese hayırlı iftarlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ahmet TURAN Arşivi