"YA RAB BANA VADETTİĞİN YARDIMI LÛTFET"

Rasül-ü Ekrem askerini saf yapıp düzenledi,

Bu orduya sancaktar lazımdı, onu tayin etti.

Muhacirlerin sancağını, Mus'ab bin Umeyr aldı,

Hazrec, Hubab bin Münzir'e, Evs S'ad Muaz'a taşıttı.

Kureyş'in sayıca çok üstün olduğu bu savaşta,

Sayısı  bir  kişi  bile  artması  kârdı, orduda.

Artık bu iki ordu, karşılaşmaya başlamıştı,

Hâk ile batıl, tevhid ile şirk belli olacaktı.

Yeryüzünde tevhid dinin temsili olan bu ordu,

Koskoca şirk ordusunun karşısına çıkıyordu.

Manzara çok hazin, tevhid dinin payidar olması,

Birçok  insanın  hayatına  bağlı, dinin  kalması.

Hak'kın sevgili Peygamberi, Tevhid dinin rehberi,

Bu hazin  manzara da, hudû ve huşû içindeydi.

Ellarini  semaya  kaldırmış  dua  ediyordu,

"Ya Rab, bana vadettiğin yardımı lütfet" diyordu.

Rasül-ü Ekrem bütün kalbiyle, Allah'a yönelmiş,

Dünya  O'nun  ayakları  altında  eriyip  gitmiş.

Niyaz deryasına dalmış, öyle kendinden geçiyor,

Ridası omuzundan düşmüş, farkına varamıyor.

Ebu Bekr ridasını alıp, omuzuna koyuyor,

ise, secdeye kapanmış, şöyle dua ediyor:

"Ya Rab, bu bir avuç mücahid telef olur giderse,

Dünya da sana ibadet eden kalmayacak kimse,"

Bu bütün islam ordusunu, heyecana getirdi,

Tüm ordunun gözünden yaşlar boşandı aktı gitti.

Ebu Bekr "Ya Rasülallah, duan tüm arşı titretti,

Allah  Va'dini elbette yerine  getirir," dedi.

Bütün müşrik ordusu, bozguna uğrayıp kaçacak,

Allah'ın  va'di  böyledir, zafer  islamın  olacak.

Ramazan ayı, onyedinci Cuma gün gelip çattı,

Her iki taraftanda umumi bir hamle başladı.

Harp başlamış, Bedir meydanında toz-duman kalkıyor,

Kılıç   sesleri   cenk   narası   etrafı   çınlatıyor.

Müslümanlar iman gücüyle aslan gibi dalmışlar,

Allah  bir  deyip, safların arasına karışmışlar.

Yere seriyorlar, önüne gelen tüm müşrikleri,

Allah'ın yardımıyla kazanmışlar çetin zaferi.

Burda zaman, mekan kayıtları, ortadan silinmiş,

Allah'ın lütfu, onların pazusuna kuvvet vermiş.

Melekler müslüman mücahitlerle beraber olmuş,

Müslümanlara manevi destek vermiş ve korumuş.

Rasülullah askerlerin arasında dolaşıyor,

Onların maneviyatına takviyeler veriyor.

Böyle iman kuvvetiyle dövüşen, bir avuç asker,

Galip geleceği belliydi ne yapsındı müşrikler.

Bu savaşta müslümanlardan, ondört şehit düşmüştü,

Ebu  Cehil  dahil, Kureyş'ten  yetmiş  kişi  ölmüştü.

Kureyş'in  önde  gelenleri  ölüler  arasında,

Yetmiş kadar Kureyş'ten esir almış müslümanlar da.

Müşrik, bu savaşta korku halinde bırakıp kaçtı,

Ölülerine sahip çıkmadı, meydanda bıraktı.

Rasülullah ölen müşriklerin defnini emretti,

Büyük bir çukur kazıldı, leşler çukura itildi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi