FİKİRLER

Tarih önümüze inançları ve fikirleri uğruna mücadele etmiş, bu uğurda canını ortaya koymuş kişilerin hikâyelerini getirir.

Kişi inandığını yaşamak zorundadır. Fikirsiz ve inançsız kimseler insanî vasıfların dışında kalmış, sadece fizyolojik anlamda varlığını sürdürürler.

Hayat, insanın önüne her zaman için zorluklar çıkaracaktır. Sıkıntılar, kederler olacaktır. Bu engin denizde ana amaç, fikirlerden taviz vermeden ve hırçın dalgalara teslim olmadan yolculuğu tamamlayabilmektir.

İnsanın uğrunda mücadele ettiği ülküyü gerçekleştirmesi kadar büyük bir onur ve mutluluk yoktur. Toplumun öncelikle değer vermesi gereken kimseler fikir adamlarıdır. Bu kişiler ömürlerini inandıkları uğruna mücadele etmeye, fikirleriyle insanları aydınlatmaya adamış ve yaşamlarını bu uğurda tüketmiş dava adamlarıdır.

Düşünen ve üreten dimağlar bu sayede yetişecek ve ülke hizmetinde görev alacaktır. Gerçek aydın insan doğruyu bulduğuna inandığı an, hiç kimseden destek almaya ihtiyaç duymadan ve korkusuzca gerçeğin üzerine yürüyebilen ve bu uğurda maddi, manevi her türlü gereksinimden vazgeçebilecek bir ruh hali içinde bulunan insandır.

İnsanoğlu iyi işleri yapmak, güzellikleri sergilemek, yüksek ahlâka sahip olmak, doğrudan ve adaletten sapmamak, başarıdan başarıya koşmak, vatan ve milletiyle bütünleşmek ve kardeşlik duygularını geliştirmek üzere yaratılmıştır. Başıboş bırakılmamıştır. Sorumlulukları vardır.

İnsan varoluşundan bu yana ilâhi amacın dışına çıkmamalı. Doğru bildiği uğruna savaşmalı, didinmeli. Ancak bu şekilde düşünen ve hisseden bir varlık olduğunu ortaya koyar ve üst basamaklara doğru tırmanır. Unutmamalıyız ki, inandığı gibi yaşamayan, yaşadığı gibi inanmaya başlar.

Eksiklerimiz olmakla birlikte, kötülüklere dalmadan, iyi işlere koşmak, kıskançlık yapmamak, kibiri bırakmak, tevazuya yönelmek, öfkeyi atıp sabra yönelmeli. Dinlemesini öğrenmeliyiz.

Peygamberimiz:"Sizin hayırlınız, insanlara hayırlı olanınızdır. "der. Herkes, toplum içindeki yeri ve görevi ne ise onu en iyi şekilde yapmaya çalışmalıdır. Başarı ve çalışma yolundaki ilk ve en önemli düşman tembelliktir. Bunun kaynağı başkası değil, bizzat kendimiziz.

Tembelliğin ilâcı elimizdedir. Onu yenebiliriz. Başarı ve çalışmanın karşısına çıkan bütün engelleri kendi irademizle yenebiliriz. Yüksek insanlar hep sağlam iradeye sahip kimselerdir. Hergün biraz gayret sarfederek amacımıza doğru yılmadan ilerleyebiliriz. Herşeyden önce verimli ve düzenli çalışmaya alışmalıyız.

Hafızamızı iyi kullanmalı, muhakeme kabiliyetimizi geliştirmeli, dikkatli olmalı, çok okumalı, iyi dinlemeli, güzel not tutmalı, konuşma ve yazma faaliyetlerimizi düzenlemeliyiz. Prensiplerimizden taviz vermezsek olumlu sonuçlar alırız.

(Uygarlığın, emir ve isteklerini yerine getirmek insan olmak için yeterlidir. M. Kemal ATATÜRK)

Hepimiz, her karışı şehit kanıyla sulanmış vatanın evlâtlarıyız.

(Kim olursan ol, yine gel diyen, Mevlâna kadar hoşgörülü), (Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? diyen Mehmet Akif Ersoy kadar vatanseveriz.) (Millî benliğinden kopan milletler, başka milletlere yem olurlar. M. Kemal ATATÜRK)

Manevi değerlerimizi ve kimliğimizi yitirmeden çağdaş medeniyeti en kısa sürede yakalamalıyız. Ufak bir gülümseyişle, her şeyden ümidini kesmiş kimselere, yaşama sevinci vermek mümkündür.

Çünkü bazen iyi bir bakış, tatlı bir söz, karanlıkta parlayan bir güneş ışığı kadar etkili olabilir.

SAYGILARIMLA

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mebruke BİCAN Arşivi

SEVGİ

28 Şubat 2024 Çarşamba 22:17