GÖKKUŞAĞI

Renkler biraraya toplanmış, hangi rengin en önemli, en özel olduğunu tartışmaya başlamışlar.

YEŞİL: Söze başlamış. Elbette ben en önemli rengim. Yaşamın ve umudun rengiyim. Çimenler, yapraklar, ağaçlar için seçilmişim. Yeryüzüne bakın her taraf benim rengimle kaplı.

MAVİ: Oradan atılmış. Sen sadece yeryüzünün rengisin. Ben hem denizin, hem de gökyüzünün rengiyim. Gökyüzündeki mavi insanlara huzur verir. Huzur olmadan hiçbir şey yapamazsınız.

SARI: Söze karışmış. Ben güneşin rengiyim. Bu dünyaya sıcaklık veririm. Ben olmasam hepiniz soğuktan donarsınız.

TURUNCU: Ya ben, direncin sağlığın rengiyim. İnsanın yaşaması için gerekli vitaminler benim rengimde bulunur. Portakalı, havucu düşünün. Güneş doğarken ve batarken gökyüzüne o güzelim rengi veren beni unutmayın.

KIRMIZI: Ben hepinizden üstünüm. Ben kan rengindeyim. Kan olmadan yaşam olur mu?Ben cesaret ve tehlikenin rengiyim. Savaş ve ateş rengindeyim. Aşk ve tutku benimledir. Bensiz bu dünya bomboş kalır.

MOR: Ayağa kalkmış. Ben gücün ve asaletin, otorite ve bilgeliğin rengiyim. İnsanlar beni sorgulamadan dinlerler. Bütün renkler hep bir ağızdan konuşup kavgaya tutuşmuşlar. Her biri diğerine en üstün benim diyormuş.

Derken bir anda şimşekler çakmaya yağmur yağmaya başlamış. Bütün renkler neye uğradıklarını şaşırıp, korkuyla birbirlerine sarılmışlar.

YAĞMURUN SESİ DUYULMUŞ: Bu kavganın anlamı ne?Bu üstünlük kavganız neden?Siz bilmiyor musunuz, her biriniz farklı bir görev için, çok özelsiniz. Haydi şimdi elele tutuşup bana gelin. Renkler, bu sözlerden çok utanmışlar. Elele tutuşup, gökyüzüne doğru havalanmışlar, bir yay şeklinde oraya yerleşmişler.

YAĞMUR: Bundan sonra, her yağmur yağdığında siz birleşip bir renk cümbüşü olarak gökyüzünden yeryüzüne doğru uzanacaksınız. İnsanlar sizi gördükçe huzur duyacak, güç bulacaklar. İnsanlara yarınlar için bir umut olacaksınız.

Gökyüzünü bir kuşak gibi saracaksınız ve size GÖKKUŞAĞI diyecekler.  Anlaştık mı?

Ne zaman dünyamızı yağmur yıkasa hava güneşliyse, GÖKKUŞAĞI belirir. Her zaman uyum içinde yaşamalıyız. (Erhan Aydın)

Zaman ilerledikçe herşey değişime uğruyor, gelişiyor ve bizler birçok şeyi geride bırakıyoruz. Gelişimin getirdiği avantajlardan yararlanırken, ne yazık ki birtakım zorlukları beraberinde yaşıyoruz.

Karşılaştığımız zorluk, mücadeleyi öğrenmemizi gerektiriyor. İletişim, çoğu zaman eksik ve kişilerin biribirini anlamaktan uzak olmasıdır.

Günümüzde insanların güzel bir iletişim için ayıracak zamanları kısıtlı. Yaşanan çelişkiler her dönemde insanın canını acıtırken, bir yandan da tecrübe ve deneyim değeri taşır.

Doğuştan erişkinliğe kadar, tıpkı bir çocuğun tuvalet eğitimi alması, bir ergenin kendi kişiliğini ortaya koymayı, hem de kurallara uymayı öğrenmesi, ebeveynin çocuğuna nasıl yaklaşması gerektiğini bilmesi, ya da erişkinlik döneminde geçmişini değerlendiren bir kimsenin kendine ve çevresine affedici, yeni nesle öğretici ve anlayışlı olması gibi...

Kopmuş ya da zayıflamış, kişiler arası iletişimi sil baştan düzenleyebilmeliyiz...

SAYGILARIMLA

Önceki ve Sonraki Yazılar
Mebruke BİCAN Arşivi

SEVGİ

28 Şubat 2024 Çarşamba 22:17