Zeliha BÜYÜKCENGİZ

Zeliha BÜYÜKCENGİZ

KUR’AN VE SÜNNET IŞIĞI’NDA ÇOCUK EĞİTİMİ-1

İslam’ın çocuk eğitimine verdiği önemin ne kadar büyük olduğunu, çocuklarımıza evlerimizde manevi ortam ve çevre hazırlamamız gerektiğini, onlara karşı sorumluluğumuzun sadece “karınlarını doyurmak”, “üzerlerini giydirmek” “eğitim veren bir yere gönderip ödevlerini yaptırmakla” veya buna benzer görevlerle bitmediğini hepimiz bilmekteyiz.

Çocuk eğitimi, İslam’ın önem verdiği ve önem vermemizi istediği en öncelikli konuların başında gelmektedir; çünkü sağlıklı bir İslam neslinin yetişmesi ancak bu yolla mümkün olabilmektedir. İslam’da bir farzın yerine gelebilmesi için onu tamamlayıcı unsurlar da zaruret olarak kabul edildiğinden dolayı, sağlıklı bir İslam nesli yetiştirebilmek için çocuklarımızı nasıl eğiteceğimizi bilmek, bizim en önemli görevlerimizden birisidir.

Çocuk eğitiminde dikkat edilmesi gereken birçok husus vardır. Bunların başında tertemiz olarak bize emanet edilen çocuklarımızın fıtratlarını ve ahlaklarını korumak ve onları bozucu,fıtratına aykırı her türlü etkenden muhafaza etmektir.

İslam dininin temel kaynaklarının Kur’an ve Sünnet olması hasebiyle, Müslümanlar için Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamber (sav)’in Hadis-i Şerifler’i(sözleri) ve uygulamaları her alanda önem taşımaktadır.

Kur’an-ı Kerim’in Enfâl Suresi 28. Ayet-i Kerimesi’nde:

“Bilin ki mallarınız ve çocuklarınız (size hem emanet, hem de, sizi günaha sürüklemek bakımından) bir fitne (bir imtihan)dır. Ama (bunlarda İslâmî ölçü ve görevlere uyulursa) büyük mükâfatın Allah katında olduğunu da bilin.”( Hasan Tahsin Feyizli Meali)[1]

Bu Ayet-i Kerime Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Kur'an Yolu Tefsiri’nde şu şekilde açıklanmaktadır:

İslâm beş değerin korunmasına büyük önem vermiş, bu maksatla Kur’an’da ve Sünnet’te birçok hüküm, tâlimat ve tavsiyeye yer verilmiştir. Bu değerler din, hayat, mal, nesil ve akıldır. Mal ve nesil bir yandan korunması dinin hedefleri arasına girmiş değerlerdir, diğer yandan da müminler için imtihan araçlarıdır; müminler bu iki değerli varlıkla ilgili ödev ve sorumlulukları, bunlarla olan ilişkilerinin kulluklarına müspet veya menfi etkisi bakımlarından sınanacaklar ve sonunda bu nimetlerin hesabını vereceklerdir. Mal ve servetle ilgili âyetlerde bunların “dünya hayatının ziyneti” (el-Kehf 18/46) olduğu bildirilmiş, “müminleri, mal ve çocuklarının Allah’ı anmaktan alıkoymaması istenmiş” (el-Münâfikun 63/9), “eşlerin ve çocukların bir kısmının insana düşman olabileceği” gerçeği hatırlatılmış, bunun da bir imtihan aracı olduğu tekrarlanmıştır (et-Teğabün 64/14-15). Müminler Allah sevgisi ile servet ve evlât sevgisi arasında gerekli dengeyi kurmak, bunlara yönelik istek ve menfaatler ile Allah’ın emirleri çatıştığında Allah’a itaat etmek durumundadırlar. İnsanın servet ve evlâda düşkünlüğü bazen ilâhî emirlere uyma konusunda onu zor duruma düşürecek, her şeye rağmen Allah’a itaatte sebat edenler imtihanı kazanmış olacaklardır.“ [2]

İslam Dini temel kaynaklar itibariyle Kur’an-ı Kerim ve Sünnet –i Seniyye ‘den ibaret olmasından dolayı, Müslümanlar için Hz. Peygamber (sav)’in Hadis-i Şerifler’i(sözleri) ve uygulamaları her alanda önem taşımaktadır. Hayatta karşılaşılan sorunları çözmede, herhangi bir konu üzerinde çalışıp bilgi üretmede, cevabı aranacak sorulardan biri de, “Acaba Hz. Peygamber (sav)’in bu husustaki uygulamaları nasıldır, hadisleri, sözleri nelerdir?” olmalıdır. Çünkü peygamber olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav)’in, Müslümanlara hayatın her alanında örnek teşkil ettiği Kur’an-ı Kerim’de, (Ahzab 33/21)’de belirtilmektedir: “Andolsun Resulullah’ta sizin için, Allah’a ve ahiret hayatına kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok ananlar için, en güzel örnek vardır.”

Tebliğ ettiği ve bütün insanlığa sunduğu mesajı ile hayatın her alanına ışık tutan Hz. Peygamber (sav), hiç şüphesiz eğitim-öğretimle ilgili olarak da, birçok söz ve uygulamanın sahibidir. “Ben öğretmen olarak gönderildim.” (Müslim, Talak 4) sözüyle, yaptığı işin bizatihi eğitim-öğretim olduğunu vurgulayan Hz. Peygamber (sav); ailede, camide ve diğer alanlardaki uygulamalarıyla da eğitim-öğretim faaliyetinin bizzat içinde olduğunu her zaman göstermiştir.[3] Hz. Peygamber (sav), bir yandan İslam dininin herkese ve her kitleye ulaşması için uğraşırken, öte yandan kendisine inanan insanların ve onların çocuklarının eğitim–öğretimiyle de meşgul olmuştur. Çocukların eğitim öğretimiyle ilgili hem kendisi bazı uygulamalar gerçekleştirmiş, hem de bu konuda bazı talimatlar vermiştir. Hz. Peygamber (sav)’in çocuklarla olan ilişkilerine baktığımızda; onlara karşı büyük bir sevgi ve hoşgörü içerisinde olduğunu, onlara değer verdiğini, selamlaşıp hal hatır sorduğunu, arzu ve isteklerini dikkate aldığını, aralarında adaleti gözettiğini, onlarla şakalaştığını vs. görmekteyiz (Konuyla ilgili hadisler için bkz. Ebu Davud, Selam 4, Edeb 66; Buhari, Edeb 18, Cenaiz 44, Nikah 12; Müslim, Fedail 63 ve 65; Tirmizi, Menakib 31 ve 50; İbn Mace, Edeb 14; Darimi 2/189; el-Hâkim, Müstedrek 1/62; 169)

[1]Hasan Tahsin Feyizli, Feyzü’l-Furkan, Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Meali,

[2]

Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 682-683

[3]İsmail SAĞLAM, Hz. Peygamberin Çocuk Eğitiminde Öne Çıkardığı Hususlar ,Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Cilt: 11, Sayı:2, 2002 s. 167-190

Önceki ve Sonraki Yazılar
Zeliha BÜYÜKCENGİZ Arşivi